Suriyeliler ile çalışmak
Büyümedeki daralmaya paralel olarak Türkiye’de işsizlik oranı yükselişte. TÜİK’in işsizlik oranını hesaplama yöntemi göz önüne alındığında Suriyeli mültecilerin de işsizlik oranının yükselmesinde etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Şöyle ki; TÜİK “Hane Halkı İşgücü İstatistikleri” çalışmasını örnekleme ile seçilen 14 bin haneyi ziyaret ederek yapıyor. Örnekleme ile soruşturma yapılan hanelerde yaşayanların milliyeti önemli değil. Alman, Japon, Etiyopyalı, Suriyeli olabilir. Önemli olan hanede yaşayanların iş ve işsizlik durumu. Bu yöntem dünyanın bir çok yerinde kullanılıyor bize özgü değil yani. Sonuçta eğer bir hanede Suriyeli var ise, Suriyeliler de çalışanlar ve işsizler rakamına giriyor.
Bu açıdan bakıldığında evlerde yaşayan Suriyelilerin işsizlik oranına katkısı olası. Çalış(a)mıyorlar ya da kayıtdışı çalışıyorlar.
En çok da Gaziantep iş dünyası istedi Suriyeli sığınmacılar yasal olarak çalışsın diye. Çünkü; Türkiye ortalamasının altında olan Gaziantep işgücü piyasasında arz ve talep bir türlü istenilen noktada buluşamıyor. Başka bir ifadeyle iş var çalışan yok.
Oysa piyasada ciddi anlamda Suriyeli işgücü var. Üstelik bu işgücü serbest meslek mensubundan düz işçisine, hukukçusundan doktoruna, eğitimcisine, sanatçısına kadar geniş bir yelpazede. Şu bir gerçek ki Suriyeliler kayıt dışı olarak çalıştırılmakta.
Hal böyle iken neden balık tutmayı bilenlere balık vermeye devam edelim?
Artık Suriyeliler resmi olarak çalışabilecek. Elbette bu çalışma kendi vatandaşlarımızın çalışma hakkını zora sokmayacak, çalışma barışını bozmayacak düzenlemeleri de içerecek. Hem Suriyeliler ucuz iş gücü statüsüne girip işveren için öncelik arz etmesin diye daha yüksek asgari ücretle çalıştırılacak hem de bir işyerinde Türk işçilerin belli bir oranında Suriyeli çalıştırılabilecek.
Buruk kutlanan 91.yıl
Son dönemde ülkede yine moraller sıfırın altında.
Yine bir daha duymayalım diye dualar ettiğimiz, yasal düzenlemeler yaptığımız maden kazaları.
Sınırda olup bitenler.
Artık duymuyoruz diye sevindiğimiz şehit haberlerini yeniden duymaya başladık. Oysa dört elle sarılmıştık çözüm sürecine bundan sonra da hiç duymayalım diye.
Oysa “Yurtta sulh, Cihanda sulh” diyen bir Atanın kurduğu Cumhuriyetin 100.yılına umutla yürüyorduk, büküldü boynumuz.
Her şeye rağmen 91.yaşımız kutlu olsun, sıfırın altındaki moralimizi yükseltmek için tutunacağımız tek dal “Cumhuriyet”.
Barışı sevin , kini kavgayı bir tarafa atın ; çünkü bunlar bütün kötülüklerin anasıdır.
A.Tscherming